Bağımsızlığa adanmış bir hayat: Ebulfez Elçibey

Azerbaycan'ın bağımsızlığını ve Türk milletinin tek bayrak altında toplanmasını savunan Azerbaycan'ın ikinci cumhurbaşkanı Ebulfez Elçibey'in vefatının üzerinden tam 19 yıl geçti. Kendisini 'Atatürk'ün askeri' olarak tabir eden Elçibey'in yaşam öyküsü haberimizde...

DÜNYA 22.08.2019, 12:37 22.08.2019, 12:54
Bağımsızlığa adanmış bir hayat: Ebulfez Elçibey

Ebulfez Elçibey, 24 Haziran 1938'de Nahçıvan'ın Keleki köyünde dünyaya geldi. Babası İran Azerbaycan'ından Kadirkulu Bey ve annesi Anadolu'da doğup Keleki'ye göç etmiş Mehrinisa Hanım'dır. 1943 yılında İkinci Dünya Savaşı'na katılan babasından bir daha haber alınamadı. 

İlköğrenimini ve liseyi Nahçıvan'da zor şartlar altında tamamlayan Elçibey, 1957-1962 yılları arasında Azerbaycan Devlet Üniversitesi Doğu Dilleri Enstitüsü'nde Arap Dili ve Edebiyatı bölümünde okudu. Üniversite öğrenciliği yıllarında Azerbaycan tarihini ve Azerbaycan devrim tarihini öğreten dernekler kurdu. 1963-1964 yılları arasında Mısır'da tercüman olarak görev aldı.

Milliyetçilik suçundan hapis yattı 

Ebulfez Elçibey, 1970'li yıllarda Azerbaycan'ın bağımsızlık mücadelesinin içinde yer almaya başladı. 1975 yılında siyasi faaliyetleri nedeniyle 'milliyetçilik suçu'ndan bir yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. KGB (Sovyetler Birliği'nin istihbarat ve gizli servisi) zindanlarında ve taş ocaklarında ağır şartlar altında kaldı.

Azerbaycan'ın Rus İmparatorluğu içinde bir sömürge olduğunu düşünen Elçibey, elbet bir gün ülkesinin bağımsız ve demokratik bir cumhuriyet olacağı inancını taşıdı.

Birleşmiş Azerbaycan'ı savundu

Mustafa Kemal Atatürk, Mahatma Gandhi ve Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti'nin kurucusu Mehmet Emin Resulzade'den etkilenen Elçibey, hem Kuzey ve Güney Azerbaycan'ın mutlaka birleşmesini hem de Dağıstan'a, Gürcistan'a ve Ermenistan'a verilen 'Türk toprakları'nın yeniden Azerbaycan'a geri verilmesini savundu.

Kendisini "Ben Atatürk'ün esgeriyim" diye tabir eden Elçibey, "Atatürk, Türkiye Cumhuriyetini kurarak, nasıl Türkleri esaret zincirinin aşağılayıcı boyunduruğundan çekip çıkarttıysa, bunu milletine duyduğu güvenle, milletiyle beraber başardıysa, Azerbaycan da aynı yoldan gidecektir. Maksadımız Mehmet Emin Resulzade’nin ideallerini elde bayrak tutarak hayata geçirmek, bunu yaparken de Atatürk’ün metot ve usullerinden istifade etmektir. Ben de Türk milletinin bir evladıyım ve işte bunun için Atatürk’ün askeriyim." diyordu. 

Milli para, Latin alfabesi...

Ebulfez Elçibey, hapis cezasının sona ermesiyle 1977 yılından itibaren Azerbaycan Ulusal Bilimler Akademisi El Yazmaları Enstitüsü'nde görev aldı. 1989 yılında da Azerbaycan Halk Cephesi'ni kurdu ve başkan seçildi. 

Elçibey, Dağlık Karabağ'daki Ermeni ayrılıkçılığına yol verilmemesi ve Azerbaycan'ın Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nden (SSCB) bağımsızlığını kazanması için çalışmalarına devam etti.

1991 yılında SSCB'nin dağılmasıyla birlikte Azerbaycan bağımsızlığını kazandı. Elçibey, 7 Haziran 1992 tarihinde Azerbaycan'ın ikinci cumhurbaşkanı seçildi. 

Elçibey'in cumhurbaşkanlığı döneminde Rus ordusunun Azerbaycan’dan çıkarılması, milli para basılması, üniversiteye giriş sınavlarında test yönteminin uygulanması ve Kiril alfabesinden Latin alfabesine geçilmesi gibi önemli gelişmeler yaşandı.

Uçağı şahsi koruması tarafından kurşunlandı

Ebulfez Elçibey, cephedeki yanlış uygulamalardan ve yenilgilerden ötürü cephe komutanı Suret Hüseynov'u görevden aldı. Rusya, Azerbaycan'ı terk ederken silahlarını Suret Hüseynov'a verdi. Bunun üzerine Suret Hüseynov, Azerbaycan'ın ikinci büyük şehri Gence'de 1993 yılının haziran ayında ayaklanma başlattı.

Elçibey, yardım için Haydar Aliyev’i Nahçıvan’dan Bakü’ye davet etti ancak Aliyev, Bakü'ye geldikten sonra Hüseynov'a destek verdi. Elçibey, göstericilerin Bakü’ye yürümesi karşısında halktan destek alamadı. 

Millî istihbaratın verdiği bilgiyi kullanarak kendisine karşı suikastın üstünü açan Elçibey, iç savaşı önlemek için Aliyev ile konuşarak doğum yeri olan Nahçıvan’ın Keleki köyüne uçakla gitti. 2 hafta sonra geri dönmeye çalıştı ancak uçağı şahsi koruması tarafından  kurşunlandı. Bu nedenle, Nahçıvan'dan çıkış yolu kapalı kaldı.

Keleki'nin abluka altında olması nedeniyle oradan ayrılamayan Elçibey, 4 yıl 4 aydan sonra Bakü'ye gelebildi. Bu gelişmeler üzerine cumhurbaşkanlığı yetkileri Haydar Aliyev’e devredildi. 1993 yılının ağustos ayında referandum ile Elçibey'in görevi resmen geri alındı. Haydar Aliyev, ekim ayında gerçekleştirilen seçimlerde yüzde 99 oyla cumhurbaşkanı seçildi.

Türk topraklarını birleştirme ülküsüne sahipti

Azerbaycan ile Türkiye'nin birleşmesini savunan Ebulfez Elçibey, işgal altındaki Türk topraklarını birleştirme ülküsüne hayatını adamış bir liderdi. Bu yönde "Bütün Azerbaycan Yolunda" isimli bir kitap çıkarmıştı. Elçibey, ölmeden önce verdiği son röportajında, "Türkiye ile Azerbaycan birleşmelidir." demişti.

Elçibey, Kasım 1993'te Anıtkabir'i ziyaret etmiş ve Anıtkabir özel defterine şu cümleleri yazmıştı: 

"Ey böyük Türk'ün böyük Komutanı! Seni ziyaret etmekle özüm ve milletim adına şeref duydum. Senin Asgerin."

Ebulfez Elçibey, 22 Ağustos 2000 tarihinde tedavi gördüğü Ankara Gülhane Askeri Tıp Akademisi (GATA) Hastanesi’nde yaşamını yitirmiştir. 

Elçibey'in tarihe damga vurmuş sözleri

"Ey ulu Allah’ım, Türklüğümü benden esirgeme."

"Çok işkence gördüm, çok çektirdiler. Hiçbirine yanmam da bir Atatürk rozetim vardı yakamda, onu aldılar elimden, hala içim yanar."

"Siz büyük bir milletin evlatlarısınız… Azerbaycan adı bize sonradan verilmiş, hepimiz Türküz ve Türkçülüğümüzle her zaman gurur duymalıyız."

"Turan’ın yolu 'Birleşmiş Azerbaycan'dan geçer. Uğur olsun Turanlılara."

"Başka dilde milleti terbiye etmek,o milletin evini yıkmaktır."

"Tarih gösteriyor ki, dünyayı yaşatacak bir şey var, o da hak ve adalet!"

Yorumlar (0)