ABD'de 124 emekli askerlerden muhtıra: 'ABD derin bir tehlike içinde'

ABD'de, emekli üst düzey askerlerin oluşturduğu 124 kişilik bir grup, ABD Başkanı Biden’ın iktidarında, Anayasal haklara saldırı olduğu öne sürülerek Amerika halkının derin bir tehlike içinde olduğuna ilişkin bir mektup yazdı.

DÜNYA 12.05.2021, 17:02 12.05.2021, 17:15
ABD'de 124 emekli askerlerden muhtıra: 'ABD derin bir tehlike içinde'

ABD’de emekli general ve amirallerin 10 Mayıs’ta kaleme aldığı mektupta, Biden iktidarının "diktatörce", Anayasal haklara saldırı gerçekleştirdiği öne sürülürken ABD'nin Marksizm ve Sosyalizme radikal bir dönüş yaptığına dikkat çekildi.

124 kişilik emekli askerlerden mektup

ABD’de üst düzey emekli askerlerin oluşturduğu 124 kişilik bir grup, ABD Başkanı J. Biden'ın yönetiminde Anayasal haklara yönelik saldırı gerçekleşmesi sebebiyle Amerika halkının "derin bir tehlike" içinde bulunduğuna yönelik bir mektup kaleme aldı.

“Flag Officers 4 America” ismini taşıyan ve emekli amiral ve generallerden oluşan grup, 10 Mayıs’ta yazdıkları mektupta, ABD yönetimi ve ABD halkına yönelik endişelerini dile getirdi.

Biden yönetimindeki Amerika’nın, Marksizm ve Sosyalizme radikal bir dönüş gerçekleştirdiği öne sürülen mektupta, "Daima Anayasal Cumhuriyetimizi savunmak için hareket edecek başkan ve kongre adaylarının seçilerek bu duruma karşı çıkılması gerekiyor" sözlerine yer verildi.

“ABD halkı büyük bir tehlike içinde”

Söz konusu mektupta, "ABD halkı büyük bir tehlikenin içinde. 1776 yılındaki kuruluşumuzdan bugüne  hiç olmadığı kadar Anayasal anlamda hayatta kalma mücadelesi veriyoruz. Bu mücadele, özgürlük ve Anayasal özgürlük taraftarlarına karşı Marksizm ve Sosyalizm taraftarları arasında cereyan etmektedir" ifadelerine yer verildi. Bu sözlerle, 2020’deki ABD başkanlık seçimlerinden önce 317 ABD'li emekli generalin kaleme aldığı uyarı mektubunun, Demokratların yönetimindeki Marksist ve sol yönelimler sebebiyle bu ifadelerin doğru çıktığına dikkat çekildi.

Mektupta, adil seçimlerin yapılmasının önemine vurgu yapılırken şu ifadelere yer verildi:

"Halkın iradesini yansıtan dürüst ve adil seçimler olmadığı takdirde Anayasal Cumhuriyetimiz zarar görür ve ortadan kalkar. Seçim bütünlüğü, yasal oyların verilmesini ve sayılmasını gerektirir. Yasal oylar ise meclisin kontrolünde doğrulanmış imzalar ile devlet kimlikleri kullanılarak tanımlanır. Son dönemde birçok kişi, dürüst ve adil seçimlerden kaçınmak için bu tarz kontrolleri ırkçı olarak değerlendiriyor. Uygunluğun kanıtına yapılan ve ırkçı terimlerin kullanıldığı bu baskı, bir gözdağı taktiğidir. Ayrıca, bütünlüğün sağlanması amacıyla seçimlerde hukukun üstünlüğü ilkesi mutlaka uygulanmalıdır. Yüksek Mahkeme ve FBI, seçim usulsüzlükleri yaşandığında hızlı bir şekilde hareket etmeli, 2020'deki seçimlerde yaşandığı gibi bunları görmezden gelmemelidir"

ABD Başkanı Biden’a ‘Diktatör’ suçlaması

Askerlerin kaleme aldığı mektupta, Biden hükümetinin "diktatörce" bir biçimde Anayasal haklara saldırdığı öne sürülürken şu ifadelere yer verildi:

"Kongreyi geçerek 50'den fazla İcra Kararı acele bir şekilde imzalandı ve birçoğu da önceki hükümetin, etkili düzenlemelerini ve politikalarını tersine çevirdi. Ayrıca, iş yerleri ve okullarının kapatılması,  kısıtlamalar, yazılı ve sözlü mecraların sansürlenmesi gibi temel insan haklarına ilişkin doğrudan saldırılar oldu. Marksizm ve Sosyalizme karşı hareket edecek, Anayasal Cumhuriyetimize destek veren, özel çıkarlara ya da aşırılık taraftarı gruplara değil, bütün Amerikalılara, bilhassa orta sınıfa temas ederek mali anlamda sorumlu bir iktidarda ısrar eden yöneticileri desteklemeli, ayrıca onları sorumlu tutmalıyız." 

Mektupta yer alan maddeler ise şu şekilde;

"- Açık sınırlar, uyuşturucu kartellerini, insan ticaretini, terörist girişini, insani krizleri ve sağlık riskini artırarak ABD halkının güvenliğini tehlikeye atar. Kaçakların ülkemize gelmesi, bazı bölgelerde yüksek ekonomik maliyetlere, maaşların düşürülmesine, suça  ve yasa dışı oy kullanımına sebep oluyor. Sınır kontrollerini yeniden oluşturmalı ve duvarları inşa etmeyi sürdürmeliyiz. Egemen halkların kontrollü sınırları bulunmalıdır.


- Çin hükümeti, Amerika için en kritik dış tehdittir. Çin Komünist Partisi ile iş birliği yapmak veya ilişkiler kurmak, onları ekonomik, teknolojik askeri ve politik ve anlamda dünya hakimiyetine yönelik ilerlemeleri konusunda cesaretlendiriyor. Onların dünya hakimiyet hedeflerine önlem almak ve Amerika'nın çıkarlarını korumak için daha çok kısıtlama ve yaptırım uygulamalıyız.
 

- Anayasamızdaki basın ve ifade özgürlüğüne yönelik maddelerin de ortaya koyduğu gibi, Cumhuriyetimizin güvenliği için serbest bilgi akışı oldukça önemlidir. Konuşmaları sansürlemek, çarpıtmak veya özel kuruluşlar, devlet yöneticileri ve medya tarafından dezenformasyon yapmak, bilgi akışını bastırmak geri kalmış toplumların zalimce bir yöntemidir. İletişim devlerini İletişim Uygunluk Yasası'nın düzenlemesinin korumasından çıkararak buna bütün cephelerde karşı koymamız gerekiyor.
 

- İran ile kusurlu Nükleer Anlaşması'na tekrar dahil olmak, İran'ın bu silahları teslim etme yollarını kazanmasıyla sonuçlanacak bu şekilde, Orta Doğu barış çabalarını altüst edecektir. Bu da hedefleri, ‘İsrail’e ölüm’ ve  'ABD'ye ölüm' terörist bir ülkeye yardım anlamına gelecektir. Yeni İran-Çin anlaşmasına karşı direnç göstermeli, İran’ın Nükleer Anlaşmasını desteklememeliyiz. Öte yandan, Orta Doğu barış çabalarına ve İsrail'e destek vermeye devam edin.
 

- Keystone Boru Hattını engellemek, yakın dönemde kurduğumuz enerji bağımsızlığımızı yok eder ve bizim, dost sayılmayacak devletlere enerji konusunda bağımlı olmamıza sebep olacak. Ekonomik ve ulusal güvenlik kapsamında, boru hattını açarak enerji bağımsızlığımızı tekrar kazanmalıyız.


- ABD ordusunu siyasi bir piyon şeklinde kullanmak, mevcut olmayan bir tehdide yönelik devriye gezmek büyük bir ulusal güvenlik problemine neden olur. Gazilerimize ve askerlermize destek olmalıyız, savaşa odaklanmalıyız. Savaş ve moral motivasyonuna hasar veren politik doğruluğun ordumuzu aşındırıcı etkisini yok etmeliyiz.


- 'Hukukun üstünlüğü', güvenliğimiz ve Cumhuriyetimiz için olmazsa olmazdır. Bazı bölgelerde ortaya çıkan anarşiye göz yumulamaz. Emniyet güçlerini desteklemeli, savcılarının ya da mahkemelerin, kanunları herkese eşit, tutarlı ve adil bir biçimde uygulamasına yönelik ısrarları sürdürmeliyiz.
 

- Genelkurmay Başkanı'nın fiziksel ve zihinsel durumu göz ardı edilemez. Her zaman, doğru ulusal güvenlik kararlarını hızlı bir şekilde vermesi gerekir. Demokratların nükleer kanun esaslarına ilişkin soruşturmaları, nükleer silahı bulunan düşmanlara riskli bir ulusal güvenlik sinyali yollayarak, 'amir'in kim olduğu sorusunu gündeme tekrar getiriyor. Daima, tartışılmayacak bir emir komuta zincirimiz olmalı.
 

- Tüm ABD vatandaşlarını, Anayasal düzeni kurtarma konusunda harekete geçerek, halihazırda görevde bulunanları sorumlu tutacak siyasi üyeleri seçmek için yerel, eyalet ya da ulusal anlamda dahil olmaya davet ediyoruz. Halkın iradesine saygı duyulmalı ve bu irade takip edilmelidir."

Yorumlar (0)