AB, Brexit sonrası İngilizceyi unuttu!

Birleşik Krallık'ın AB'den ayrılığı, ilk günlerinde bile Birlikteki etkilerini gösteriyor. İrlanda'nın üyeliğiyle birlikte İngilizce hâlâ AB'nin resmi dillerinden biri olsa da yetkililer tarafından kullanımındaki azlık dikkat çekiyor.

DÜNYA 03.02.2020, 17:40 03.02.2020, 17:47
AB, Brexit sonrası İngilizceyi unuttu!

Birleşik Krallık'ın Avrupa Birliği'nden (AB) ayrılığı hakkında 23 Haziran 2016'da başlayan ve iki tarafa da büyük sancılar yaşatan Brexit yolculuğu, 31 Ocak gecesi sona erdi. Brexit'in yaşanmasıyla birlikte Birlik yetkililerince İngilizce kullanımında ise dikkat çekici bir azalma yaşandı.

3 başkanın toplantısı dikkat çekti

İlk olarak 31 Ocak günü Brexit'ten önce basına açıklamalar yapan Avrupa Parlamentosu, Avrupa Konseyi ve Avrupa Komisyonu Başkanları, yaptıkları açıklamaları İngilizce ile yapmaktan ziyade kendi dilleriyle yapmayı tercih etti. Avrupa Parlamentosu'nun İtalyan Başkanı ve 3 lider arasında ilk konuşan kişi olan David Sassoli İtalyanca konuşurken Belçikalı Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel, Fransızca konuşmayı tercih etti. 

3 başkan aynı zamanda Birleşik Krallık'ı AB'den ayrıldıktan sonra "umduğunu bulamayabileceği" konusunda uyardı. 3 AB kurumunun liderinin de konuşmasında "Üye olmadan, üyeliğin faydalarını koruyamazsınız" vurgusu yapıldı. 

Von der Leyen'in Komisyonu müzakereleri yürütecek

3 lider arasında konuşmasına İngilizce başlayan tek liderin ise Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen olması dikkat çekti. Alman başkanın sözlerini İngilizce sürdürmesi ise Avrupalı çevrelerce çeşitli yorumlara yol açtı. Birleşik Krallık'ın 31 Ocak'ta AB'den ayrılmasıyla birlikte iki taraf arasında başta ticaret olmak üzere birçok alanda yeni bir dönem başlayacak. Bu yeni dönemi ise 31 Aralık 2020'ye kadar oluşturulması planlanan anlaşma şekillendirecek. 11 aylık geçiş dönemi boyunca ise Birleşik Krallık'la başta Ursula von der Leyen'in olduğu Avrupa Komisyonu müzakere edecek. AB hukukuna göre Avrupa Komisyonu, üye ülkeler adına üçüncü parti olarak adlandırılan dış ülkelerle ticaret müzakereleri yürütme yetkisine sahip.

Von der Leyen'in diğer başkanların aksine İngilizce konuşması ise bu görüşmeler sırasında Birleşik Krallık cephesine "ılımlı gözükme çabası" olarak yorumlandı.

Basın toplantısında da İngilizce yok!

Bir diğer yanda ise Avrupa Komisyonu'nun Brexit sonrasında verilen ilk günlük basın brifinginde İngilizcenin neredeyse hiç tercih edilmemesi büyük yankı uyandırdı. Çoğunlukla İngilizce sürdürülen basın toplantısı sırasında gazetecilerin büyük çoğunluğunun sorularını Fransızca olarak dile getirmesi ve Komisyon Sözcüsü Peter Stano'nun da yanıtlarını genellikle Fransızca vermesi, "Birleşik Krallık'ın izleri böylesine hızla mı siliniyor?" sorusuna sebep oldu.

Yorumlar (0)