“Türk bilim insanlarının aşı tasarımları mutasyonlara karşı daha etkili”

TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Mandal, Türk bilim insanlarınca geliştirilmiş olan aşı tasarımlarının koronavirüs mutasyonlarında daha hızlı yenilenebilme özelliğine sahip olduğunu ifade etti.

BİLİM-TEKNOLOJİ 04.05.2021, 16:30 04.05.2021, 17:42
“Türk bilim insanlarının aşı tasarımları mutasyonlara karşı daha etkili”

TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal Gebze’de bulunan MAM Gen Mühendisliği ve Biyoteknoloji Enstitüsünde Türkiye’nin aşı ve ilaç çalışmalarında temel araştırmalara ilişkin önemli bir yol kat ettiğini paylaştı.

Ülkemizin 1990’lı senelerin ikinci yarısı itibarıyla beşeri aşı üretiminin olmadığına işaret eden Mandal, gelinmiş olan noktada koronavirüs döneminde önemli kazanımların elde edildiğini paylaştı.

Türkiye’nin savunma sanayide ithal eden bir ülkeyken yerliliğini yüzde 15 oranlarında yüzde 70’e çıkardığını ve bunun şimdi için değil gelecekte aşı için de küresel bir oyuncu potansiyeli oluşturduğunu söyleyen Mandal, Türk bilim insanlarının ise en büyük güvenceleri olduğunu kaydetti.

Türkiye’nin araştırma konusunda dağınık bir yapıda olduğuna dikkat çeken Mandal, “İçerisinde bulunduğumuz TÜBİTAK MAM koordine eden bir yapı konumunda. Bu zamanda dünya ile karşılaştırdığımız zaman en önemli farklılığımız bu yapıyı merkezimiz aracılığıyla koordine ettik.” şeklinde konuştu.

“Aşılarımız yurt dışındaki aşıların aynısı değil, kopyalamıyoruz”

Koronavirüsün ilk başladığı zamanda Bakan Varank’ın koordinesinde ülkemizin aşı ve ilaç geliştirme çalışmalarına dair yeni bir yöntemle 436 araştırmacı ve 49 farklı kuruluşun bir araya gelip platform oluşturduklarını paylaşan Mandal, araştırmacılar tarafından bu altyapının kullanıldığını kaydetti.

Bir kültür değişiminin meydana geldiğini ve seferberlik ruhuyla araştırmacıların, genç öğrencilerin gece ve gündüz çalışmalarını sürdürdüğünü paylaşan Mandal, şunları söyledi:

“Diğer ülkelerin aşı geliştirme çalışmalarında klinik aşamada MERS ve SARS virüslerinden, geçmişten gelen bir deneyimleri bulunuyordu. Bu çalışma sırasında belki 5q10 sene arasında bir zaman dilimini 1 sene öncesinde kendi hücremizden başlayıp faz çalışmalarına getirebilmemiz büyük bir başarı. Bunu takip ederken de planlı bir şekilde ilerleme kaydediyoruz. Faz 1, faz 2 ve faz 3.”

436 araştırmacının 17 projede çalıştığını ifade eden Mandal, “Bunun 7 tanesi aşı, 10 tanesi ilaç çalışmaları ve tedavi yöntemleri. 7 farklı aşı çalışması var. Benzerlikleri yok her biri farklı aşılar. Geleneksel aşı denilen inaktif ancak yenilikçi inaktif. İçinde kullanmış olduğumuz etkililiği arttıran maddeden dolayı. Kalan 6 aşımız da biyoteknolojik aşılar ve bunlar yurt dışında bulunan aşıların aynısı değiller. Yani bir kopyalamada bulunmuyoruz. Geleceğe dair yatırıma ilikin hocalarımızın geliştirdiği tasarımlar tüm dünyada yenilikçi bir tasarımla yapılıyor. Yenilikçi tasarım derken, etkililiğin daha fazla olması ve özellikle bu tip varyasyonlara ve mutasyonlara karşı da hızlı tasarımlarının yenilenebilmesi. Bu anlamda 7 aşıdan 3 tanesi daha ön planda gitti. Biri virüs benzeri parçacıklara dayalı olan aşı, öteki, adenovirüs tipi aşı, bir diğeri ise inaktif aşı.” dedi.

“Türkiye’de altyapılarla aşı üretimi mümkün”

Alman biyoteknoloji şirketi BioNTech’in kurucusu Prof. Dr. Uğur Şahin’le salgının ilk zamanından bu yana iletişim halinde olduklarını kaydeden Mandal, bilim insanı olarak kendisini tebrik ettiğini söyledi.

Mandal, Şahin’le iletişimlerinin beraber neler yapabilecekleri hususunda olduğunu anlatarak, “Hocamızın geçenlerde Almanca olarak yapmış olduğu bir açıklaması ne yazık ki sosyal medya üzerinde farklı şekilde yorumlandı. 

Hocamızın, “Şu anda Türkiye’nin acil ihtiyacı olan tedarik. TÜBİTAK’la bir çalışma gerçekleştiriyoruz.” açıklamaları kendisinin tesis kurması, ilaç ve aşı odaklı çalışmalarına ilişkin Türkiye’yle neler yapılabileceği konusundaydı. BioNTech olarak tesis kurmaya ilişkin 2022 sonundan önce tesisin kurulamayacağı ifade ediliyor ancak bu BioNTech tarafından dolayı yoksa şu anda ülkemizin konuya ilişkin altyapılarında aşı üretimlerimiz gerçekleştirilebiliyor.” ifadelerini kullandı.

Mandal ayrıca, TÜBİTAK’ın, hücreden faz çalışmalarında pilot ölçekte üretimin gerçekleştirildiği bir yer olduğunu fakat bir üretim merkezi olmadığını söyleyerek, bunların üretim merkezinin gerekli olan yetkinliğe sahip şirketler olduklarını ve ülkemizin de bu konuda yetkin firmalarının olduğunu sözlerine ekledi.

Yorumlar (0)