Teknoloji ile modern köleliğin sonu getirilebilir

Modern kölelik, oldukça garip bir kavram. Öyle değil mi?

Modern sözcüğünün derinine indiğimizde görüyoruz ki, hep olumlu çağrışımlar mevcut. Güncel... Çağdaş... Taze... En muasır... Fakat bahsi geçen sözcük ‘kölelik’ ile yan yana konulduğunda, akıllara çağ dışı bir konsept geliyor. Esaret... Baskı... Zulüm...

40 milyon modern köle!

21. yüzyıla dönüp baktığımızda, köleliğin sadece deliye dönmüş insanlara ve diktatörlere yaradığını görüyoruz. Fakat aslında, işlerin böyle yürümemesi gerektiğine dair 40 milyon sebep var, 40 milyon da insan... Sivil toplum kuruluşlarının çabalarına rağmen modern kölelikte ulaşılan bu rakam, ne yazık ki içler acısı.

Modern kölelik bünyesi altında zorla çalıştırma, borç esareti, insan kaçakçılığı, zoraki evlilik, çocuk çalıştırma gibi birçok kategori bulunmakta ve bazı insanlar birden fazla kategorinin içerisinde yer alabiliyor. Bununla beraber, bu kölelik modeli çocukları ve yetişkinleri etkilese bile, bu durumdan en çok müzdarip olan yine kadın ve kız çocukları oluyor (40 milyon modern kölenin %71’ini kadınlar ve kız çocukları meydana getirmektedir).

Zoraki çalıştırılan 25 milyon modern köle!

Dünya üzerindeki 40 milyon modern kölenin, 25 milyonluk gibi bir kısmını zoraki çalıştırılan insanlar oluşturuyor. Ülke yönetimlerinin buna karşı bir önlem almaması oldukça şaşırtıcı. Zira Uluslararası İşçi Örgütü bundan 5 yıl öncesinde, zoraki çalıştırma ve insan kaçakçılığını ortadan kaldıracak sağlam temellere dayalı bir sistem önermesine karşın ülke yönetimleri bu tasarıyı uygulamaya koymamıştı.

Vegabet style="font-size:12.0pt">G20 ülkeleri neden sessiz?

G20 ülkelerinden (Arjantin, Fransa, Rusya ve İngiltere) sadece 4 tanesi bu uygulamayı hayata geçirmiş, diğer ülkeler pasif kalmakla yetinmişti. İnsanları esaretten kurtarmaktan daha önemli bir durum mu vardı peki?

Küresel Kölelik Endeksi raporlarına göre, ülkeler modern kölelikle mücadele bağlamında ileriye gitmek yerine, gerilemeye devam ediyor. Uluslararası topluluklar, ülke yönetimlerinin bu sessizliğine karşı farkındalık oluşturmak zorunda. Aksi takdirde, modern kölelik kavramı yeni boyutlara ulaşmaya devam edebilir.

İş toplulukları neden sesini duyurmuyor?

Sanayi sektöründe, köleliğe karşı bir direnç ve farkındalık oluşmaya devam etmesine karşın, iş toplulukları sessizliğini sürdürmeye devam ediyor. Bununla birlikte, modern köleliğinin tedarik zincirini etkilemediğini iddia eden şirket liderleri de dürüst davranmamakta.

Şunu da belirtmek gerekir ki, özel sektör CEO’ları ortadaki gerçeği kabullenip, bu doğrultuda hareket ettiği takdirde şirket bünyesindeki üretim ve tedarik zinciri de aslında güç kazanıyor. Herşey, öncelikle kabullenmekle başlıyor.

Köle ticareti gelişen teknolojiyle ortadan kaldırılabilir

Dördüncü Sanayi Devrimi Teknolojileri üzerine Davos’ta düzenlenen Dünya Ekonomi Formu Yıllık Toplantısında, gelişmekte olan teknolojilerin modern köle ticaretine büyük bir darbe vuracağı iddia edildi.

Diginex firması tarafından kullanılan blok zinciri, örneğin; yolsuzluğa mahal vermeyecek, bilgilerin kayıt altına alınıp muhafaza edildiği bir sisteme sahip. Bu sistem sayesinde çalışan için şeffaflık kazandırılıyor. Çalışanın hangi şartlar altında çalıştığı, küçük bir mobil telefon aracılığıyla basit bir şekilde öğrenilebiliyor.

Ayrıca Marinus Analytics gibi muazzam sosyal işletmeler aracılığıyla, yapay zeka da insan ticaretinden etkilenen bireylerin tespit edilmesinde önemli rol oynuyor.  

Teknolojinin modern kölelik üzerindeki etkileri

Çalışan bilgilerinin daha şeffaf hale getirilmesi ve insan ticareti vakalarının yapay zeka tarafından tespit edilmesi teknolojinin modern kölelik üzerinde oluşturacağı etkilerden sadece iki tanesi.

Teknolojide atılacak adımların modern kölelikle mücadele ile entegre edilmesi, deneylere devam edilerek çözüm üretme sürecinin sürdürülmesi günümüz problemlerinin ortadan kaldırılmasına yardımcı olacak potansiyele sahip.

Bu araçları ne kadar hızlı uygulamaya sokabilirsek, modern kölelik zincirini de o kadar erken kırabilir, milyonlarca insan için bir o kadar fark yaratabiliriz.