İnternette hiçbir şey eskisi gibi olmayacak! Web 3.0 nedir?

2021 yılında Metaverse ve NFT kavramlarımızın hayatımıza girmesiyle teknolojide büyük yenilikler oldu. Bu yeniliklerden biri de internetin tarihini değiştirebilecek Web 3.0. Peki, Web 3.0 nedir? Neden internetin geleceği için önemlidir? Hepsi ve daha fazlası haberin ayrıntısında…

BİLİM-TEKNOLOJİ 06.01.2022, 12:20 07.01.2022, 09:08
İnternette hiçbir şey eskisi gibi olmayacak! Web 3.0 nedir?

2021 yılı teknoloji devrimleri yılı oldu. Facebook’un ismini değiştirip Meta yapması ve sanal evrenlere açılan en büyük adımı atmasının yanı sıra NFT teknolojileri ile sanat yeniden anlamlandırıldı. Son zamanlarda yapılan bu yeniliklerin yanı sıra onlarca yıldır hayatımızın en büyük parçalarından birini oluşturan internet dünyasında da büyük bir değişim gerçekleşti. Uzun yıllardır teknoloji dünyasında sık sık gündeme gelen Web 3.0 devrimi sonunda gerçekleşti denilebilir. Konu 2000’li yılların başından beri sık sık gündeme gelse de her seferinde rafa kaldırılıyor ve teknoloji uzmanlarınca bu devrimin artık yaşanmayacağı konuşuluyordu.

Web 3.0 nedir?

Web 3.0’ı anlamak için öncelikle internetin önceki adımlarını daha iyi anlamalı ve Web 1.0 ve Web 2.0’ın ne olduğunun iyice anlaşılması gerekiyor. İnternet denilen kavram; farklı yerlerde yer alan cihazları birbirine bağlayan teknoloji anlamına gelir. İnternet ilk olarak çıktığında ana bir bilgisayar ve bu bilgisayarlara bağlı başka bilgisayarlar mevcuttu. Ana bilgisayarlar bilgi ve verinin ana kaynağı olarak kullanılırken diğer bilgisayarlar sadece bilgiye erişmek için kullanılıyordu. Başka bir ifade ile tek bir sunucu ve birçok istemci vardı.

Bu internetin yeni çıktığı dönemde ve insanlar henüz pek içerik üretmez iken yeterli bir teknolojiydi. Ama insanlar bilgileri okumak ve tüketmek yerine kendileri de bir içerik üremek istedikleri zaman ve bu insanların sayısı artığında Web 1.0 teknolojisi yeterli olmamaya başladı. Böylelikle Web 2.0 teknolojisi oraya çıktı. Bu teknolojide insanlar ana sunucudaki bilgileri sadece okumakla kalmayacak eğer isterlerse kendileri de içerik üretebileceklerdi. Bu dönemde statik internet siteleri artık yavaş yavaş ortadan kalkarken yerini dinamik internet sitelerine bıraktı. Dinamik internet sitelerinde kullanıcılar sisteme aktif bir şekilde katılma şansı buldular.

2004 yılındaki patlama

2000’li yılların başında dinamik siteler iyice artıp insanlar daha fazla içerik üretmeye başladığı sırada Web 2.0 iyice gelişmeye başladı. 2004 yılında internete mobil cihazların da bağlanabilmesiyle adeta bir patlama yaşandı ve bu devrimden yararlanmak için birçok girişim başlatıldı. Bugün en çok kullandığımız Facebook, Twitter, Instagram, Youtube gibi dünyaca bilinen içerik üretme platformlarının neredeyse hepsi Web 1.0’dan Web 2.0’a geçiş sürecinde hayata geçirildi ve bu geçişten hızlı bir şekilde faydalanabildikleri için en çok büyüyen teknoloji firmalarına dönüştüler.

İçerik üretip paylaşmak

Düşündüğünüzde bu internet sitelerinde yapabildiğiniz şeyler hep aynı: İçerik üretip insanlarla paylaşmak. Facebook’ta bir gönderi oluşturarak, Twitter’da bir yazı yazarak, Instagram’da bir fotoğraf paylaşarak ve Youtube’da bir video çekip platforma yükleyerek bunu takipçileriniz ve arkadaşlarınızla paylaşabilirsiniz. Hepsinin altında yatan mantık Web 2.0 teknolojisinin insanlara sağladığı içerik üretebilme şansı. Bu değişime ayak uyduramayan teknoloji firmaları ise sektörde tutunamadı.

Web 2.0’daki değişim bu kadar hızlı bir şekilde yaşandığı için Web 3.0’ın ne zaman yaşanacağı merakla bekleniyordu ancak aradan geçen uzun yıllara rağmen bu değişim bir türlü yaşanamadı.

Web 2.0'da yaşanan en büyük değişim kullanıcıların içerikle sadece okumakla kalmayıp üretmelerine de imkan verilmesiydi.

Uçan uca veri aktarmak

Web 1.0 ile Web 2.0 arasında her ne kadar farklılıklar olsa da internete bağlanmak ve diğer bilgisayarlarla iletişime geçmek için ana sunuculara ihtiyaç vardı. Örneğin Web 2.0 teknolojisine göre çalışan bu sitede yer alan bir haberi okuyabilmek için o haberin yer aldığı ana sunucudaki bir bilgisayara sanal olarak bağlanmanız gerekir. Bu tür sistemler verilere erişebilmek için ana sunucular kullanılması gerektirdiği için merkezi yapılardır. Ancak sunucular ortadan kaldırılır ve bilgisayarların herhangi bir aracı kullanmadan doğrudan birbirine bağlanması sağlanabilirse bu merkezileşme oradan kalkar. Peer to peer yani uçtan uca veri aktarılması mümkün hale gelmiş olur. Web 3.0’ın getirdiği teknoloji tam olarak bu.

Blok zincirlerin etkisi

Bu merkeziyetsizliğin bugünlerde yaşanmasının en büyük nedeni ise blok zincir teknolojileri. Zira blok zincir teknolojilerinde gerçekleştirilen işlemde kullanıcılar herhangi bir aracı kurumun onaylamasına gerek kalmadan kripto paralarını diğer insanlara gönderebiliyor. Bunun yapılmasını sağlayan teknoloji ise dünya üzerinde yer alan ve herhangi bir merkeze bağlı olmayan blok zincirler. Blok zincirlerle bu şekilde para transferi yapılabilmesi kullanıcılar arasında merkezi bir sunucu olmadan veri paylaşılabilmesinin de önünü açtı.

Blok zincir teknolojisi son yıllarda ortaya çıkan ve teknolojide merkeziyetsizleşme adına atılan büyük adımlardan biri oldu. 

Ücretsiz ürünlerde ürün siz olabilirsiniz

Youtube, Facebook gibi Web 2.0 sistemine sahip olan platformlar insanlara ücretsiz hizmetler veriyor. Ancak ünlü bir düşünceye göre eğer bir yerde verilen ürüne para ödemiyorsanız ürün bizzat siz olabilirsiniz. Zira Twitter, Youtube, Facebook gibi şirketler bu kişisel verileri kullanarak veri madenciliği yapıyor ve değerlerine değer katıyorlar. Bunun yanı sıra bu şirketlerin sayısının dünyada sadece birkaç tane olması ve belirli bölgelerle sınırlanması bu şirketlere olağanüstü bir düzeyde tekelleşme ve merkezileşme gücü veriyor. Bu tekelleşme şirketlerin sadece büyümesini sağlamıyor alacağımız kararları da etkileyebiliyor. Bazı sosyal medya şirketlerinin geçtiğimiz yıllarda seçimlere etki ettiğine dair suçlamalar bu konunun en somut örnekleri olarak gösterilebilir.

Dijital davranışlarınız değer kazanabilir

Ancak Web 3.0 teknolojisi ile bu tekelleşme ortadan kalkabilir. Zira blok zincirlerin dahil olduğu bu sistemde verinin sahipleri büyük şirketlerden el değiştirerek tekrar kullanıcılara verilmiş olacak. Bu sadece sözde kalan bir durum değil zira Web 3.0 ile geliştirilen uygulamalar Decentralized App yani Merkeziyetsiz Uygulama olarak geçiyor. Böylelikle klasik olarak kullanılan ve ürünün siz olduğunuz ücretsiz uygulamalar yerine internetteki davranışlarınızın bir değere dönüştüğü uygulamalar yavaş yavaş hayatımıza girmeye başlayacak.

Metaverse ile ilişkisi

Metaverse ve Web 3.0 kavramları bir programın yazılım ve arayüz bölümleri gibi bir arada çalışabilir. Yazılımda programların çalışmasını sağlayan kodlar vardır ve bu kodlar programın amacına yönelik işleri, kullanıcıların isteği doğrultusunda gerçekleştirir. Ancak normal bir kullanıcı bu kodları anlamaz. Bu nedenle kullanıcının bu kodları kullanabilmesini sağlayabilmek için arayüzler geliştirilir. Bu iki kavram bu şekilde birlikte düşünüldüğünde Web 3.0 geleceğin internetinin kodlarını ya da altyapısını, Metaverse ise arayüzünü yani üst yapısını oluşturabilir. Böylesi bir dönüşümde söz sahibi olmak için 2004 yılında şu an kullandığımız sosyal medya şirketlerinin birden ortaya çıkması gibi pek çok yeni şirket ve girişim ortaya çıkmaya başladı. Blok zincir sisteminde uygulanan açık kaynak kodlu sistemler, kişi gizliliğine önem verilmesi ve güvenli bir altyapının kullanılması gibi prensipler Web 3.0’da da kullanılırsa bahsedilen dönüşüm çok daha hızlı gerçekleşebilir.

Yıllardır sık sık gündeme gelen Web 3.0’ın bu dönüşümleri blok zincir sayesinde hemen mi getireceği yoksa daha önce olduğu gibi bunun için birkaç sene daha beklememiz mi gerektiğini ise zaman gösterecek.

HABERNEDİYOR.COM | TAYFUR BAL - ÖZEL HABER

Yorumlar (0)