İnsanlar neden internette fazla paylaşım yapıyor? Aşırı paylaşımdan kaçınmak için 5 ipucu

1996'daki başlangıcından bu yana, sosyal medya dünyadaki 7,7 milyar insanın yarısına sızmayı başardı. Sosyal ağ platformları, son on yılda toplam kullanıcı tabanını 2010'da 970 milyondan, 2022’de yaklaşık 5 milyar kullanıcıya çıkarak neredeyse üçe katladı. Sosyal medya sağlayıcıları artık, özellikle gelişmekte olan bölgelerde, internet erişimi ve akıllı telefonları olan insan sayısındaki sürekli büyümeye güveniyor. Ancak sosyal medya, kişisel ve profesyonel yaşamlarımız arasındaki çizgileri giderek daha fazla bulanıklaştırıyor ve bizi “arkadaş” listemizin çok ötesinde sonuçları olabilecek hassas bilgileri yayınlama riskiyle karşı karşıya bırakıyor. Finlandiya Başbakanı Sanna Marin geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarıyla dans edip içki içtiği bir videonun ilk kez özel bir Instagram hesabına yüklendiği bir videonun basına sızdırılmasının ardından bunu zor yoldan öğrendi. Marin, dünya çapında bir medya kanallarında yer aldıktan sonra özür dilemek zorunda kaldı ve hatta bir uyuşturucu testi için gönüllü oldu. Öte yandan diğer aşırı paylaşım türlerinin de sonuçları olabilir. 2020 yılında Avustralya polisi, tutuklu eski futbolcu Dani Laidley'nin fotoğraflarını özel bir WhatsApp grubunda paylaştı ve ardından fotoğraflar halka açıldı. On üç memur, bazı mahremiyet ve insan hakları ihlalleri suçlamasıyla karşı karşıya kalacak şekilde askıya alındı ​​veya başka bölgelere gönderildi Birçok işveren bu tür riskleri azaltmak için politikalar uyguluyor. Araştırmalar, çevrimiçi aşırı paylaşımı neyin tetiklediğini gözler önüne sererek sosyal medya skandalından kendinizi uzak tutmak için neler yapabileceğiniz hakkında bazı ipuçları sunuyor.

Fazla paylaşımın kişisel ve profesyonel riskleri

İnsanların mesleki ve kişisel yaşamları arasındaki sınırlar için farklı tercihleri ​​vardır. Bazıları iş ilişkilerini resmi tutmayı tercih ederken, diğerleri meslektaşlarına arkadaş gibi davranır. Bununla birlikte, profesyonel ve kişisel yaşamlarımız arasında güçlü sınırlar korumayı seçsek bile, hayatımızın bazı ayrıntılarını başkaları tarafından sosyal medyada ifşa edilmiş şekilde bulabiliriz. Araştırmalar, ailemizin, arkadaşlarımızın ve iş arkadaşlarımızın herkese açık olarak paylaşılmasını istemediğimiz bilgileri, fotoğrafları veya videoları paylaşmaları konusunda yarıdan fazlasının endişe duyduğunu bildiriyor. Yine de çoğumuz sosyal medyada kendi yaşamlarımız hakkında uygunsuz miktarda ayrıntı (fazla paylaşım) ifşa ediyor ve daha sonra pişman oluyoruz. Utanç duygusu hissettirme potansiyelinin ötesinde, sosyal medyada ayrım gözetmeden yapılan paylaşımlar, profesyonel yaşamınız için önemli olumsuz sonuçlar doğurabilir. Birçok işveren, iş adaylarını araştırmak için sosyal medyayı aktif olarak kullanırken, bazı çalışanlar sosyal medya paylaşımları nedeniyle işlerini kaybediyor.

Günümüzde sosyal medya hesapları artık birer potfolyo gibi ve işverenler bazı durumlarda iş görüşmesi yaptığı kişilerin ya da çalıştırdıkları kişilerin sosyal medya hesabına bakarak kararlar alabiliyor.

Duygular aşırı paylaşıma yol açar

Neden çoğumuz aşırı paylaşıma eğilimliyiz? Araştırmalar duyguların bu konunun merkezinde olduğunu gösteriyor. Güçlü duygular hissettiğimizde, genellikle sosyal medyayı arkadaşlarımız, ailelerimiz ve meslektaşlarımızla iletişim kurmak ve onlardan destek almak için kullanırız. Mutlu ya da heyecanlı olduğumuzda iyi haberleri paylaşabiliriz ya da öfke ve hayal kırıklığı bizi işverenlerimiz hakkında açıklama yapmaya sevk edebilir. Duygusal olduğunda, hızla viral olabilen sosyal medya gönderilerinin sonuçlarını hafife alarak iş ve sosyal yaşam arasındaki sınırı aşmak bizim için oldukça kolay olabilir. İnsanların aşırı paylaşımdan ve kendileri veya başkaları için bir sosyal medya skandalı yaratmaktan kaçınmaları için beş basit ipucu var.

Sosyal medyadaki aşırı paylaşımlar büyük oranda duyguların yoğun olduğu zamanlarda yapılıyor. Kendimizi mutlu, öfkeli, heyecanlı ve duygu yüklü olarak hissettiğimizde sosyal medya üzerinde aşırı paylaşımlar yapma olasılığımız da artıyor.

1. Kişisel yaşam ve iş arasında net sınırlar belirleyin

Sosyal hayatınız ve işiniz arasındaki sınırlar konusunda net olun. Bu sınırları korumak için kurallar, sınırlar ve kabul edilebilir davranışlar belirleyin. Arkadaşlarınıza, iş arkadaşlarınıza ve ailenize beklentilerinizi bildirin. Biri sınırlarınızı aşarsa, endişelerinizi dile getirin. Sınırlarınıza saygı duymayan kişilerle ilişkinizi düşünün. Farklı sosyal medya platformlarında ayrı profesyonel ve sosyal hesaplar bulundurarak ve yalnızca profesyonel hesabınızda işle ilgili şeyleri paylaşarak da sınırlar oluşturabilirsiniz.

Hem profesyonel hem de kişisel bir sosyal medya hesabı kullanarak iş hayatınızda daha profesyonel bir kimlik kişisel hayatınızda ise daha özel bir kimlik oluşturabilirsiniz.

2. Başkalarının sınırlarına saygı gösterin

Başkalarının sınırlarının farkında olun ve bunlara saygı gösterin. Başkalarının fotoğraflarını veya videolarını izinleri olmadan paylaşmayın. Biri fotoğrafının çekilmesini, videosunun çekilmesini veya isminin etiketlenmesini istemiyorsa onun isteklerine saygı gösterin. Size nasıl davranılmasını istiyorsanız, sosyal medyadaki diğer kişilere de aynı şekilde davranın.

Bir başkasının görüntüsünü, videosunu, sesini ve benzeri medya öğelerini sosyal medya üzerinden paylaşmadan önce o kişiden izin alın.

3. Sosyal medya hesaplarınızı kilitleyin

Profilinizi ve gönderilerinizi kimlerin görüntüleyebileceğini kontrol etmek için gizlilik ayarlarınızı yapın. Çoğu sosyal medya platformu, kullanıcıların çevrimiçi gizliliklerini korumalarına yardımcı olacak özellikler sunar. Örneğin Facebook'un “Gizlilik Kontrolü aracı” neleri ve kiminle paylaştığınızı görmenizi sağlar. Ayrıca profilinize hangi bilgileri yerleştirdiğinizi de göz önünde bulundurun. Kişisel sosyal medya profilinizin işvereninizle ilişkilendirilmesini istemiyorsanız, işvereninizi profilinizde listelemeyin.

Profilinizde yapacağınız basit ayarlamalar ile birlikte gönderilerinizin kime ulaşacağını seçebilirsiniz.

4. Hatalardan kaçınmak için bilinçli olarak paylaşın

Duygusal hissettiğinizde sosyal medyayı kullanmayın. Özellikle incinme, öfke veya heyecan gibi güçlü duygular hissediyorsanız, paylaşımdan önce duygularınızı işlemek için kendinize zaman tanıyın. Kendinize sorun: Bu gönderiyi kaç kişi görecek? Kimse incinir mi? Fayda gören var mı? Meslektaşlarım veya amirlerim bunu görse rahat eder miyim? Paylaştıklarınızın arkadaşlarınız, düşmanlarınız, meslektaşlarınız, patronunuz ve diğer 5.000 kişi tarafından görülebileceğini varsayın. Hiçbirinin yayınlamak hakkında ne düşündüğünüzü görmesini istemiyorsanız durun.

Duygularınızın yoğun olduğu dönemlerde sosyal medyada paylaşım yapmayın ve bilinçli bir şekilde hareket etmeye çalışın.

5. Aşırı paylaşım yapıyorsanız, istenmeyen içeriği kaldırmayı deneyin

Fazla paylaşım ve kazara paylaşım oldukça sık yaşanan bir durumdur. İstenmeyen içerik yayınladıysanız, hemen kaldırın. Bir başkasının sosyal medyasında kendinizle ilgili bilgiler hakkında endişeleriniz varsa, endişelerinizi dile getirin ve yayınlayan kişiden bu bilgileri kaldırmasını isteyin. Bilgi birden fazla kaynaktan yayıldıysa, biraz zor olabilir, ancak içeriği kaldırmak için bilgileri veya görüntüyü barındıran web sitesi veya hizmetle iletişime geçmeye değebilir. Çevrimiçi içeriği kaldırma konusunda daha fazla yardıma ihtiyacınız varsa, bir içerik kaldırma hizmetini de deneyebilirsiniz.

Paylaşımın sınırı yok

Sosyal medyada paylaşılan hiçbir şeyin özel olmadığını unutmayın. "Özel" mesajlar bile kolayca iletilebilir, ekran görüntüsü alınabilir, yayınlanabilir ve başka bir yerde paylaşılabilir. Sosyal medya içeriğine kişisel markanız gibi davranmalısınız. Meslektaşlarınıza ve yöneticilerinize söylemeyecekseniz, çevrimiçi bir gönderiyi yayınlamayın. Sosyal medya, profesyonel ve kişisel hayatımızı zenginleştirebilir, ancak üzerinde düşünülmemiş gönderiler ve fazla paylaşım, kendinize ve başkalarına zarar verebilir. Sosyal medyada bilinçli bir şekilde hareket etmek, özel hayatımızda olduğu kadar profesyonel hayatımızda da daha iyi olmamız gereken bir şey.