“Geldik mi?”: Uzun yolculuklar çocuklar için neden bu kadar yorucu?

Uzun yolculuklar özellikle çocuklar için her zaman sıkıcı ve yorucu olmuştur. Çocuklar herhangi bir uzun yolculuğun ilk saatlerinde sıklıkla “Geldik mi?”, “Ne zaman geleceğiz?”, “Ne kadar kaldı?” gibi sorular sormaya başlarlar. Peki, çocuklar uzun yolculuklardan neden bu kadar nefret ediyor? Çocukları bu kadar sabırsız yapan ne? Çocuğunuzun daha iyi vakit geçirmesi için neler yapmalısınız? Hepsi ve daha fazlası haberin ayrıntısında yer alıyor…

BİLİM-TEKNOLOJİ 06.09.2022, 22:11 08.09.2022, 10:36
“Geldik mi?”: Uzun yolculuklar çocuklar için neden bu kadar yorucu?

Okul tatillerinin bitimine yaklaşırken, ülkenin dört bir yanındaki vatandaşlar tatillerini sona erdirip evlerine dönüyor. Yolculuklar özellikle yetişkinler için keyifli olabilse de küçük çocuklar bu yolculuklardan haz etmiyormuş gibi görünüyor zira sürekli olarak gidecekleri yere ne zaman varılacağına dair sorular soruyorlar. İster tren ister otobüs ister başka bir toplu taşıma olsun belli bir mesafenin ötesinde olan yolculuklarda çocuklar sürekli olarak huzursuz olur ve yolculuğun daha ilk saatlerinde bu durumdan sıkılmaya başlarlar. Peki, yolculuklar neden çocuklar için bu kadar dayanılmaz derecede uzun görünüyor?

Zaman deneyimi yaşlandıkça değişiyor

Bunun bir nedeni, yaşlandıkça zaman deneyimimizin değişmesi ve genellikle yaşlandıkça zamanın daha hızlı geçtiği hissine yol açmasıdır. Yaşlandıkça zamanın daha hızlı geçtiği düşünülür, çünkü artan yaşla birlikte herhangi bir süre, bugüne kadar hayatımızın daha küçük bir kısmı haline gelir. Örneğin, yedi yaşında bir yıl, tüm hayatınızın %14.30'u kadardır; 70 yaşında hayatınızın sadece %1,43'üdür. Bu nedenle, beş saatlik bir araba yolculuğu, beş yaşındaki bir çocuğa 50 yaşındaki birinden daha uzun gelebilir, çünkü bu, beş yaşındaki bir çocuğun yaşamının daha büyük bir kısmıdır.

Kısa yolculuklar ve kısa zaman dilimleri yaşlı insanların hayatlarının daha büyük bir bölümünü oluştururken bu süre çocukların yaşamının daha büyük bir bölümünü oluştur.

Mesafe ve coğrafya hakkında gelişmemiş anlayış

Ama bundan daha fazlası var. Yaşlandıkça, mesafe ve coğrafya hakkında daha iyi bir anlayış geliştiririz. Bu bilgi bize, yolculuğun ne kadarının tamamlandığını ve ne kadarının kaldığını anlamak için kullandığımız işaretleri ve ipuçlarını sağlar. Örneğin, İstanbul'dan Ankara'ya yapılan bir yolculukta, Bilecik üzerinden geçtiğinizde aşağı yukarı yarı yolda olduğunuzu bilirsiniz ve bu bilgi sizin için zamanı yapılandırmanıza yardımcı oluyor. Ayrıca bir varış saati sağlayan ve yaklaşan gecikmeler hakkında sizi uyaran uygulamalara da erişiminiz olabilir. Çocuklarda bu bilginin olmaması, seyahatin ilerleyişini yargılamak için yetişkinlere ne kadar süre kaldığını sormaya daha fazla bağımlı oldukları anlamına gelir.

Yetişkinler çocuklara göre mesafe ve coğrafya hakkında daha gelişmiş bir anlayışa sahiptir bu nedenle bir yolculuğun ne zaman biteceğine yönelik beklentileri daha gerçekçidir.

Belirsizlik ve kontrol eksikliği

Çocukların aklındaki ne kadar zaman geçtiğine ve ne kadar süre kalacağına dair belirsizlik, yolculuğun kendisi üzerinde kontrol eksikliği nedeniyle daha da kötüleşir. Hangi servis istasyonunda duracağını ve hangi rotayı izleyeceğini seçenler yetişkinlerdir. Bu da çocuklar için yolculukların kötü hale gelmesine katkıda bulunabilir. Bunun nedeni, zamansal belirsizliğin veya bir şeyin ne zaman olacağını bilmeme hissinin zamanın geçişini yavaşlatabilmesidir. Yetişkinler olarak çoğumuz bu konuda önemli deneyime sahibiz. Trenin istasyonun hemen dışında açıklanamaz bir şekilde durduğu son zamanı veya bir uçuştan sonra bagaj tesliminde “bekle” işaretinin durmadan yanıp söndüğü zamanı düşünün. Büyük bir ihtimalle bu gecikmelerin hiçbiri hızla geçmedi ve bu anlarda tren sürücüsünden veya havaalanı personelinden alınacak bir bilgi oldukça memnuniyetle karşılanırdı. Bu olayların yaşanmasına neden olan şey beklenen şeyin ne zaman gerçekleşeceğini bilmemek ve kontrol eksikliğidir Zaman konusunda belirsizlik olduğunda, izleme bir öncelik haline gelir. İnsanlar sınırlı bilişsel kapasiteye sahiptir ve her zaman her şeye dikkat edemezler. Bu nedenle, koşullarımıza bağlı olarak neyi işlediğimize öncelik veriyoruz. Zaman belirsiz hale geldiğinde, ona normalden çok daha fazla dikkat ederiz ve bu, zamanın çok daha yavaş geçtiği hissine yol açar. Çocuklar için zaman genellikle belirsizdir, bu yüzden kendilerini oyalayacak bir şey olmadan herhangi bir yolculuğun ilerleyişine takılırlar.

Belirsizlik ve kontrol eksikliği çocukların yolculuklarını daha kötü hale getirir zira bir yere ne zaman ulaşamayacağımızı bilmediğimizde yolculuk bizim için daha uzun hale gelir. Öte yandan çocuklar hangi rotanın seçileceği ve nerede ve ne zaman durulacağı konusunda da genellikle söz sahibi değillerdir.

Uyarılma ve eğlenme arzusu

Son olarak, camdan dışarıyı seyretmekten başka yapacak bir şeyleri olmadığı için çocuklar için arabada geçirilen zaman uzayabilir. Bu, çocuklar için bir can sıkıntısı nedeni iken, öndeki ebeveynleri ise muhtemelen sadece oturup düşünme fırsatının tadını çıkarıyorlar. Çocukların uyarılma ve eğlenme arzusu, can sıkıntısının genellikle çabuk ortaya çıktığı ve bu can sıkıntısının zamanın geçişini de yavaşlattığı anlamına gelir. Zamansal belirsizlik gibi, can sıkıntısı seviyemiz de ona verdiğimiz dikkat miktarını değiştirerek zaman deneyimimizi etkiler. Sıkıldığımız zaman, sürekli zamana odaklanmanız zaman ilerlemiyormuş gibi hissetmenizi sağlar. Tersine, mutlu bir şekilde meşgul olduğumuzda, dikkat kapasitemiz başka şeylere öncelik verdiği için zamana çok az dikkat ederiz. Sonuç olarak, eğlenirken zaman uçup gider.

Çocuklarda uyarılma ve eğlenme arzusu yetişkinlere göre çok daha aktiftir bu nedenle herhangi bir çocuğun bir şeyden çabuk bir şekilde sıkılma ihtimali oldukça yüksektir.

Bir sonraki yolculuğunuz

Peki ebeveynler ne yapmalı? Henüz büyük bir kaçamak yapmaya başlamamış olanlarınız, çocuklarınıza sürekli bir dikkat dağıtma akışı sağlamak adına oyun ve atıştırmalık stoklamak için şimdiden acele ediyor olabilir. Ancak, dikkatli olmanızı tavsiye ediliyor. Zira “Geldik mi?” sorusunu azaltmayı başarsanız bile, yeni bir sorun riskini artırıyor olabilirsiniz: “Kendimi hasta hissediyorum!” Çocuğunuzun sürekli olarak kusması, araştırma ve deneyimlerin her ikisinin de gösterdiği gibi, yolculuğu hem sizin hem de çocuk için önemli ölçüde daha uzun hissettirmesi kuvvetle muhtemeldir.

Yorumlar (0)