Dünyanın gözü Türk savunma sanayisinde! İşte 2022'de TSK’nın envanterine eklenecekler...

Dünyanın merakla beklediği yeni yerli ve milli silahlar

Türk savunma sanayisi hız kesmeden üretime devam ediyor. Nefes kesen çalışmalara imza atan Türk savunma sanayisinin ordu ile buluşturacağı yeni, yerli ve milli silahları yakında TSK’nın envanterinde.

İşte o silahlar ve özellikleri;

• Sungur / Alçak irtifada hava savunma sistemi

Türkiye’nin hava savunma sisteminin yeni üyesi olan Sungur, alacak irtifada görev yapacak. Sungur’un, TSK’nın envanterinde yer alan Stinger füzelerinin yerini alması amaçlanıyor. Sungur, yerli ve milli olanaklarla Roketsan tarafından geliştiriliyor.

Yerli hava savunma sistemi Sungur, bir çok özelliği ile savunma sanayi alanında dikkatleri üzerine çekiyor.

Portatif özelliği ile dikkat çeken Sungur, kara, deniz ve hava platformlarına entegre olarak kullanılabilecek. 360 derece atış özelliğine sahip olan Sungur, gündüz ve gece her türlü şartta kullanılabilecek.

Hedefini 8 kilometre uzaklıktan imha edebilme özelliğine sahip olan Sungur, aynı zamanda hedef tespit etme, tanımlama ve takip etme kabiliyetine sahip.

Sungur, 8 kilometre uzaklıktaki hedeflerini imha edebilecek düzeyde tasarlandı.

• Hisar-O + / Orta irtifada hava savunma füzesi

Yeni yılın ilk dönemlerinde envantere girmeye hazırlanan Hisar-O füzesi, kızılötesi güdümüyle geliştirildi ve Hisar-O + olarak yeniden revize edildi. Orta İrtifa HSFS’de yer alacak olan Hisar-O +, kızılötesi arayıcı başlığı ile 25 km’ye kadar hedef imha edebilirken 60 km’ye kadar da hedef takibi gerçekleştirebiliyor.

Hisar-O + füzesi ile kritik tesislerin ve sabit birliklerin hava savunmasında; insansız hava araçlarının, seyir füzelerinin, havadan karaya atılan füzelerin, sabit ve döner kanatlı hava araçlarının önlenmesi hedefleniyor.

Hava savunma füze sisteminin yerli ve milli kaynaklarla üretilmesiyle birlikte bu alanda da dışarıya olan bağımlılığımız sona erecek. Önceki yıllarda ABD’nin vermemesi üzerine Rusya’dan hava savunma sistemi tedarik etmiştik ve bu durum krize sebep olmuştu.

• Akya / Türkiye’nin ilk ağır torpido mühimmatı

Roketsan tarafından geliştirilen Akya, ‘Su altındaki güç.’ olarak nitelendiriliyor.

Milli ağır torpido Akya, 2022 de Deniz Kuvvetlerine teslim edilecek. Akya, denizaltılarından su yüzeyindeki ve su altındaki hedeflere atılabilecek.

• Atmaca / Gemisavar füze

Yerli ve milli gemisavar füze Atmaca ise geçtiğimiz günlerde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın envanterine girdi. 5 Aralık 2012 tarihinde teslim alınan Atmaca, ABD menşeli olan Harpoon’ların yerine kullanılması için geliştirildi.

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın bünyesinde bulunan ABD menşeli Harpoon’ların menzili 140 km menzile sahipken yerli ve milli gemisavar füzesi olan Atmaca, 220+ km menzile sahiptir.

• MAM-T / Akıllı mühimmat

Akıllı mühimmat MAM-T, hafif taarruz uçakları ve insansız hava araçlarının görevlerine yönelik geliştiriliyor. Yerli ve milli SİHA'lardan atılacak olan mühimmatın en önemli özelliği, yüksek tahrip gücüyle hareketli ve sabit hedefleri vurmasıdır. MAM-T, PKK’ ya yönelik gerçekleştirilen nokta operasyonlarda kullanılan mini akıllı mühimmatların daha güçlü ve yeni versiyonu olacak.

Geleceğin yerli ve milli araçları tasarlanıyor

Türk savunma sanayisi Türk ordusu için çalışmalarına devam ediyor. 2022 yılında envantere girmesi için üzerinde çalışılan silahların yanında Türk savunma sanayisi ordu için araçlar da geliştiriyor. Tüm dünya ülkelerinin ilgi odağı olan Türk savunma sanayisinin geliştirdiği araçlar ve özellikleri ise haberimizin devamında.

İşte o araçlar ve özellikleri;

• TCG Anadolu / Türkiye’nin en büyük savaş gemisi

2021 yılında envantere girmesi beklenen TCG Anadolu, 2022 yılının başında Türkiye’nin en büyük savaş gemisi olarak envanterde yerini alacak.

Türkiye'nin en büyük ilk savaş gemisi TCG Anadolu

Denize indirilen ve 232 metrelik dev bir gemi olan TCG Anadolu’nun, gerekli donanımlarının tamamlanmasının ardından Akdeniz’de göreve başlaması bekleniyor.

Türkiye’nin en büyük savaş gemisi TCG Anadolu’da bin 223 personelin görev alması düşünülüyor. Aynı zamanda, 3 adet savaş hareket noktası bulunan gemide 30 adette hava aracı yer alacak. Bu hava araçlarının büyük bir kısmı SİHA ve İHA’lardan oluşturulacak.

Söz konusu olan bu geminin envantere teslim edilmesinin ardından Türkiye, dünyada kendi savaş gemisini tasarlayıp ve üreten 10 ülkeden biri olacak.

• U 214 sınıfı denizaltı

U 214 Denizaltı Projesi, 22 Haziran 2011’de Alman ThyssenKrupp Deniz Sistemleriyle Savunma Sanayi Başkanlığı arasında imzalandı.

Projeye göre Havadan Bağımsız Tahrik Sistemine sahip olan 6 adet U 214 Sınıfı Denizaltı üretimine başlandı.

Gölcük Tersanesi Komutanlığında üretilen denizaltılardan biri geçtiğimiz sene Aralık 2019 da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katıldığı bir tören ile denize başarıyla indirilmişti.

Müşterek olarak geliştirilen U 214 Denizaltı, şimdiye kadar inşa edilen en büyük denizaltı projesi. Yüzde 80 yerli olarak üretilen denizaltı, Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafından “Reis Sınıfı Denizaltı” olarak isimlendiriliyor.

U 214 Denizaltıları, denizlerde radara yakalanmadan sesiz sedasız hareket edebilecek. Denizaltılar, keşiflerin ve istihbaratların yanı sıra gemilerin güvenliğini sağlarken olası tehditlere karşı da en yıkıcı güce sahip olarak tasarlandı. U 214 Denizaltıları, 21 gün (3 hafta) aralıksız su altında hareket edebiliyor. Askeri uzmanlarsa bu durumu: ‘olağanüstü stratejik kabiliyet’ olarak tanımlıyor. Denizaltılar gelecek yıldan itibaren peş peşe 2027 yılına kadar denize indirilecek. Bu deniz altılarından TCG Piri Reis’in 2022 yılında Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na teslim edilmesi planlanıyor.

• ATAK 2 / T-929 ağır sınıf taarruz helikopteri

ATAK 2, planlanan tarihten daha erken uçacak. T-929 ağır sınıf taarruz helikopterinde kullanılacak olan motorlar için yapılan sözleşme uygulamaya koyuldu. Avans ödemesi gerçekleştirilen proje kapsamında T0’ın başladığı belirtildi. Ukrayna’dan alınacak yeni motorlarla ATAK 2 prototipinin 2022 yılının başlarında uçuşunu gerçekleştirmesi bekleniyor.

Taarruz Helikopteri ATAK 2, T129 ATAK Helikopterinde edinilen operasyonel tecrübe ve bilgi birikimiyle tamamen yerli ve milli kaynaklarla yeniden tasarlanıyor.

Mevcutta olan ATAK helikopterlerinden büyük olan ATAK 2’nin kalkış ağırlığının maksimum 8 – 10 tona kadar ulaşması bekleniyor.

ATAK 2, yeni nesil kamera, elektro optikler, artırılmış faydalı yük ve yenilenen silah istasyonları ile yüksek performansa sahip olarak tasarlandı.

• ZAHA / Zırhlı amfibi hücum aracı

Zırhlı Amfibi Hücum Aracı (ZAHA), FNSS tarafından Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın görev ihtiyaçları ve harekât konsepti ön planda tutularak tasarlanmıştır. ZAHA, TCG Anadolu’ da kullanılmak üzere tasarlanmıştır.

ZAHA, amfibi çıkarma operasyonları sırasında ‘gemiyle sahil arasındaki uzaklığı en hızlı biçimde yol alma özelliğine sahip’ olarak tanımlanıyor. ZAHA, olası bir deniz harekâtında gemilerden denize indirilerek askerlerin karaya kısa zamanda ve güvenli bir şekilde çıkarma yapmasını sağlamaktadır.

Zaha, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı için FNSS tarafından geliştirildi.

Savunma Sanayide 750 proje üzerinde çalışılıyor

Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, geçtiğimiz günlerde başkanlığın 36. kuruluş yıl dönümünde açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir.

Demir, savunma projesi kapsamında 750 proje üzerinde çalışıldığını dile getirdi. Ayrıca Demir, yaptığı açıklamada proje sayısının 2002 yılında sadece 62 olduğuna dikkat çekti. İsmail Demir, savunma sanayisinin üzerinde titizlikle çalıştığı 750 projenin ise yaklaşık olarak yarısının son 5 senede başlatıldığını söyledi. Demir, bu kapsamda 5,5 milyar dolar olan proje hacminin de şu an 60 milyar doların üzerinde olduğunu duyurdu.

Hedef: savunma sanayisinde ilk 10’a girmek

Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, Türk savunma sanayisinin gelecek planları hakkında önemli bilgiler verdi. Demir, ‘2023 vizyonu kapsamında, Türkiye’nin dünyada ki savunma sanayisinde en gelişmiş olan 10 ülke arasına girmesini hedeflediklerini ve bu hedefe her gün daha da yaklaştıklarını’ dile getirdi. Ayrıca Demir, savunma sanayisinin geleceği için dinamik ve genç nüfusun önemli bir kaynak olduğunu söyledi. Demir, ‘Bu sistemin içerisine gelecek nesilleri entegre edebilirsek, ileride daha büyük başarılara ulaşacağımıza olan inancımız artacaktır’ dedi.