Çin: Dördüncü Sanayi Devriminin öne çıkan aktörü!

Dördüncü Sanayi Devriminden en karlı çıkacak ülke Çin olacak gibi görünüyor. Teknoloji devi Çin, yapay zeka ve bilgi teknolojilerindeki yetkinliğiyle birçok alanda avantaj sağlayabilir. İşte detaylar...

BİLİM-TEKNOLOJİ 04.05.2019, 11:33 05.05.2019, 08:21
Çin: Dördüncü Sanayi Devriminin öne çıkan aktörü!

Siber saldırı ve bilgi teknolojisi ağının çökmesi gibi endişelere rağmen gelişmekte olan teknolojilerin, ‘ağlararası bağlanabilirliği’ dünya genelinde daha fazla öne çıkarması ve Dördüncü Sanayi Devrimi döneminin halihazırdaki modelini geliştirmesi bekleniyor.

18. yüzyıldaki Birinci Sanayi Devrimini takiben dördüncü olma niteliğini taşıyan günümüz Sanayi Devrimi lineer bir yapı olmaktan ziyade çok daha hızlı gelişen bir dinamiğe sahip olmasından dolayı, devrimin etkileriyle başa çıkmak hiç olmadığı kadar zor olacak.

İvme kazanan teknoloji karşısında ekonomiler tedirgin

“Teknoloji alanında yaşanan değişimlerin son süratle devam ediyor olduğu gerçeği ulaşım, iletişim, üretim, dağıtım ve enerji gibi insan hayatını yakından ilgilendiren sistemlerin dönüşüme uğrayacağı anlamına geliyor.” ifadesinde bulunan Dünya Ekonomik Forum (WEF) Komitesinin önde gelen isimlerinden David Aikman, kimsenin bu değişimlerle başa çıkabilecek halihazırda bir planı olmadığını da sözlerine ekledi.

“Robot ve yapay zeka teknolojisinde kat edilen gelişmeler sayesinde, ‘üretim ve tüketim’ modelinden ‘paylaşım ve bakım’ modeline geçiş yapabiliriz.”

Veri akışını sağlıklı bir şekilde sağlamak için yapay zeka şart

Ülkelerin akıllı teknolojiye geçmesi ile birlikte, milyarlarca cihazdan veri akışı sağlanıyor. Ülkelerin akıllı teknolojiye  ve Nesnelerin İnterneti (Internet of Things – IoT) olarak tanımlanan kavrama hiç olmadığı kadar temasta olduğu bu dönemde veri birikimi de doğal olarak muazzam oluyor.

Bu süreç içerisinde yapay zekanın veri akışını sağlamak ve otomatize etmek gibi birçok görevi yürütmesi bekleniyor. Fakat bu gibi eylemler potansiyel risk unsuru olmaktan da ne yazık ki kaçamıyor.

Aikman, “Yapay zekanın herhangi bir görev icra ederken ardında boşluk bırakması, olası ve öngörülemeyen riskleri de beraberinde getirebiliyor. Mesela, az oranda insan müdahalesi bulunan veya da hiç bulunmayan makinelerin alabileceği olası yanlı kararlar... “ dedi.

Siber saldırıları ve IT altyapılarının çökertilmesi

Buna ek olarak, WEF’in yayınladığı ‘2019 Küresel Risk Raporuna’ göre, son zamanlarda yaşanan geniş kapsamlı siber saldırıları ve kritik öneme sahip bilgi teknolojisi altyapı ve ağlarının çökmesi de dünya üzerinde endişeye mahal verecek küresel riskler arasında yer alıyor. (İklim değişikliği ve olağandışı hava koşulları da bu listeye dahil).

“Bilgi teknolojileri (IT) hemen hemen tüm ekonomilerin omurgasını oluşturuyor. Bu omurga sayesinde, ekonomiler uluslararası ticaret koşullarını sağlayabiliyor.”

Dünyanın yüzleştiği zorluklar sadece çok daha geniş bir bağlamda ele alındığı sürece çözülebilir. Bu zorlukları ortadan kaldırmanın yolu da politika, ekonomi, teknoloji, yönetim  ve sosyal ilişkiler gibi oluşumlarının da Dördüncü Sanayi Devrimi sürecine dahil edilmesinden geçiyor.

Çin Dördüncü Sanayi Devriminin “ana aktörü”

Aikman ayrıca, Çin’in iklim değişikliğinden teknoloji yönetimine kadar uluslararası işbirliğinin neredeyse her alanında yer aldığından dolayı “ana aktör” olduğunu, bu sebepten ilerleyen yıllarda Çinli liderlerle çalışacağı için çok heyacanlı olduğunu dile getiriyor.

Aikman, dünyanın en büyük ikinci ekonomisine sahip Guangdong-Hong Kong-Macao körfez bölgesinin Dördüncü Sanayi Devrimi ve ekonomik/sosyal kalkınma planını kucaklayacak ideal noktalardan biri olduğunu ve bu bölgenin altyapı ve stabil bir finansal sisteme müsait olduğunu dile getirdi.

Çin ekonomisi dönüşüm sürecinde güçlenmeye devam ediyor

Çin ekonomisinin geçtiğimiz yılın son çeyreğinde dalgalanma göstermesi üzerine Aikman, “Ekonomimiz her ne kadar dalgalanma gösterse de Çin ekonomisinin yapım aşamasında olan dönüşümünü küçümseyemeyiz.” dedi.

Çin’in internet ekonomisi büyük bir potansiyele sahip

Çin nüfusunun hemen hemen yarısı henüz internet ile içe içe değil. Buradan yola çıkarak şunu söyleyebiliriz ki, ortada muazzam bir potansiyel söz konusu.

“Bütün bu insanların her türlü ürün ve hizmete online olarak eriştiğini, buna bağlı olarak internet ekonomisine ne kadar katkıda bulunabileceğini düşünün. “ sözlerine yer veren Aikman, “söz konusu muazzam büyümenin hem kucaklayıcı hem de sürdürülebilir” olması için sıkı çalıştıklarını da sözlerine ekledi.



 

Yorumlar (0)