Bilim dünyası bu çalışmayı konuşuyor! Yaşlanma, tarihe mi karışıyor?

İngiltere'de bulunan Cambridge Üniversitesi’nde görevli olan bilim insanları, 25 seneyi aşkın bir süre evvel klonlanmış koyun Dolly'yi oluşturmak amacıyla kullanılan teknoloji üzerine ilavelerde bulunarak, 53 yaşındaki bir kadını cilt hücrelerini 30 yaş gençleştirmeyi başardı. Bilim insanları, söz konusu aynı işlemi vücuttaki farklı dokularla da yapabileceklerini düşündüklerini ifade etti. Nihai hedefin, kalp hastalığı, nörolojik bozukluklar ve diyabet gibi yaşa bağlı rahatsızlıklar için tedavi geliştirmek olduğu kaydedildi.

BİLİM-TEKNOLOJİ 08.04.2022, 13:58
Bilim dünyası bu çalışmayı konuşuyor! Yaşlanma, tarihe mi karışıyor?

İngiltere’de bulunan Cambridge Üniversitesi’nde görevli olan bilim insanları, 53 yaşındaki bir kadının cilt hücrelerini 23 yaşındaki bir kadınınkiyle eşdeğer bir şekilde 30 yaş gençleştirdi. 

“İnsanlar daha uzun süre sağlıklı kalabilir”

Babraham Enstitüsü'nden ekibin lideri Prof. Dr. Wolf Reik, tekniğin neticesinde yaşlandıkça insanları, daha uzun süre daha sağlıklı halde tutmak amacıyla kullanılabileceğini dilediğini ifade etti. Reik, "Bu tarz bir durumu hayal ediyorduk. Pek çok yaygın hastalık yaşla beraber daha da kötüleşiyor ve bu şekilde insanlara yardım etmeyi düşünmek oldukça heyecan verici" dedi.

Bununla beraber Reich, eLife isimli bilimsel dergide yayımlanan çalışmanın çok erken bir safhada olduğuna dikkat çekti ve laboratuvardan çıkan araştırmanın, kliniğe taşınmadan evvel çözülmesi gereken birkaç bilimsel problemi bulunduğunu dile getirdi. Fakat hücre gençleştirmenin imkan dahilinde olduğunu ilk kez ortaya koymanın ileriye doğru kritik bir gelişme olduğuna dikkat çekildi.

Dolly tekniği uygulandı

Tekniğin kökenleri, İskoçya’daki Roslin Enstitüsü'nde görevli olan araştırmacıların bir koyundan almış oldukları yetişkin bir deriyi embriyoya dönüştürmek amacıyla bir yöntem geliştirdiği 1990'lı yıllara dayanıyor. Bu yöntem vesilesiyle Dolly isimli klonlanmış koyun ortaya çıkmıştı.

Roslin ekibinin hedefi; koyun ya da aslında insan klonları ortaya çıkarmak değil, tekniği insan embriyonik kök hücreleri şeklinde isimlendirilen hücreleri oluşturmak amacıyla kullanmaktı. Söz konusu hücrelerin, yıpranmış vücut parçalarının yerini alacak şekilde kıkırdak, kas ve sinir hücreleri gibi dokulara dönüştürülebileceğini öngördüler.

Daha sonraki dönemde 2006 yılında Dolly tekniği, Kyoto Üniversitesi'nde Prof Shinya Yamanaka’nın çalışmalarıyla basitleştirildi. IPS ismi verilen bu yeni yöntem, 50 güne yakın süre boyunca yetişkin hücrelere kimyasal ilave etmeyi kapsıyordu. Bu çalışma, yetişkin hücreleri kök hücrelere dönüştüren genetik birtakım değişikliklerle neticelendi.

Hem IPS hem de Dolly tekniklerinde tasarlanan kök hücrelerin, hastanın ihtiyaç duyduğu doku ve hücreleri oluşturacak şekilde tekrar büyütülmesi gerekiyordu. Bu durumun zor olduğu ispatlandı ve onlarca senelik çabaya rağmen, kök hücrelerin hastalıkları tedavi etmek üzere kullanımı günümüzde oldukça sınırlı bir biçimde gerçekleştiriliyor.

"Çalışma sonuçlarını görünce oldukça şaşırdım”

Reik'in ekibi, IPS tekniğini 53 yaşındaki cilt hücrelerinde kullandı. Fakat, 50 gün olan kimyasal banyoyu 12'ye düşürdüler. Dr. Dilgeet Gill, söz konusu hücrelerin embriyonik kök hücrelere evrilmediğini, fakat sanki 23'ten geliyormuş gibi gözüken ve bu şekilde davranan cilt hücrelerinin gençleştiğini fark edince oldukça şaşırdığını belirtti. Gill, "Sonuçları aldığım zamanı iyi hatırlıyorum ve birtakım hücrelerin, olması gerekenden 30 yaş genç olduğunu fark edince gerçekten şoke oldum. Çok heyecan verici ve ilginç bir gündü!" açıklamasını yaptı.

Öte yandan, kanser riskini artırdığı belirtilen IPS yöntemi, kliniklerdeki hastalara hemen uygulanamaz. Fakat Prof Reik, hücreleri gençleştirmenin artık mümkün olduğunu öğrendiklerini, ekibinin daha güvenli ve alternatif bir yöntem bulabileceğine inandığını dile getirdi. Reik, "Uzun süreli hedef, daha sağlıklı bir şekilde insanların yaşlanmasını sağlamak” açıklamasını yaptı. Reik, ilk uygulamaların, iyileşmeyi hızlandırmanın bir yolu olacak şekilde, vücudun yakılmış ya da kesilmiş bölgelerindeki yaşlıların cildini gençleştirecek ilaçlar ortaya koymak olabileceğini ifade etti. Bir yarayı simüle ederek yapılan deneylerde araştırmacılar, gençleşmiş olan cilt hücrelerinin daha hızlı bir şekilde hareket ettiğini ortaya koyarak, bunun prensipte mümkün olduğu sonucuna vardı. Bir sonraki aşama ise yeni  teknolojinin karaciğer, kas ve kan hücreleri gibi dokular üzerinde çalışabilirliğini göstermek…

Koyun Dolly'ye yol açan çalışmanın bir bölümünü finanse eden Biyoteknoloji ve Biyolojik Bilimler Araştırma Konseyi'nin Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Melanie Welham, uzun süredir söz konusu teknolojinin duraklayan klinik faydalarının çok da uzak olmayabileceğini söyleyerek, “Benzer yeni terapiler ya da yaklaşımlar, yaşlandıkça biraz daha az duyarlı hale geldiğini öğrendiğimiz bağışıklık hücrelerini canlandırabilirse, önümüzdeki zamanda insanların enfeksiyonlarla savaşma kabiliyetlerini ve aşıya tepkilerini artırmak mümkün olabilir” ifadelerini kullandı.

Ayrıca asıl soru ise bu konudaki araştırma çabalarının bir bütün vücut yenilenmesi yoluna, yaşlanma karşıtı bir ilaca ya da bir gençlik iksirine yol açıp açmayacağı konuları etrafında dönüyor. Bu düşüncenin çok da uzak bir fikir olmadığına dikkat çeken Reik, "Teknik, genetiği değiştirilmiş olan farelere uygulandı ve birtakım gençleşme belirtileri mevcut. Bir araştırma, diyabetle mücadele kabiliyeti açısından oldukça ilginç olan gençleşmiş bir pankreas belirtileri ortaya koydu."

Yorumlar (0)