Astronomlar 'ışık kirliliği' için kolları sıvadı

Astronomlar, ilk hazırlıklarına 20 yıl önce başlanan ancak bir türlü yasalaşmayan ‘Işık Kirliliğinin Önlenmesine İlişkin Yasa Taslağı’nın güncellenip Meclis’e sunulması için kolları sıvadı.

BİLİM-TEKNOLOJİ 13.08.2019, 12:25
Astronomlar 'ışık kirliliği' için kolları sıvadı

Işık kirliliğine karşı çalışmalar ilk defa 1998 yılında, TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi'nin girişimleriyle 'Işık Kirliliği Çalışma Grubu'nun kurulmasıyla başladı.

Özellikle gözlemevleri çevresi başta olmak üzere şehirlerdeki ışık kirliliğinin önlenmesi için 2001 yılında Elektrik Dış Aydınlatma Yönetmeliği hazırlandı. Enerji Bakanlığı'na sunulan yönetmeliğe ilişkin bir gelişme olmayınca yönetmelik 2005 yılında Işık Kirliliği Kanun Tasarısı Taslağı'na dönüştürüldü.

Yasa taslağını güncellemek için çalışma başlattıklarını kaydeden Dernek Başkanı Prof. Dr. İbrahim Küçük, "Astronomik olaylara ilişkin bilimsel çalışmalarımızın sağlıklı yürümesi için ışık kirliliğinin önlenmesi gerekiyor. Bu önlenemezse, gökyüzündeki sönük yıldızları inceleyemez ve diğer ülkelerle yarışamaz duruma geleceğiz. Gözlemevlerimiz çevrelerindeki yapılaşma tehdidi nedeniyle tehlike altında. Yasanın bir an önce çıkmasını istiyoruz." dedi.

İbrahim Küçük şöyle konuştu:

"Işık kirliliğinin esas kaynakları yol, cadde ve sokak, park ve bahçe, turistik tesislerin dış cephe aydınlatmalarında ve reklam panolarında kullanılan aydınlatma armatürlerinin yanlış seçimi ve yönlendirilmeleri ile üst uzaya gönderilen direkt ışıklarla aydınlatılan yüzeylerden yansıyan endirekt ışıklar. Bu ışıklar atmosferdeki molekül ve tozlar tarafından saçılarak gökyüzünün doğal fon parlaklığını bozuyor astronomik gözlemleri etkiliyor. Doğru ve uygun tiplerde armatürler kullanılmadığı için direkt gökyüzüne gönderilen ışık, büyük enerji sarfiyatına neden oluyor, bazen enerji tüketimi fazla olmasına rağmen kullanılan alanlarda gereken düzeylerde aydınlatma yaratılamıyor."

"Enerji kaybı değerlerinden her yıl boşa harcanan para hesaplanabilir. 2018 verilerine göre bu İstanbul için yılda yaklaşık 600 milyon TL, Ankara için 3 milyon TL, İzmir için 1.5 milyon TL kadardır. Bunun çözümü için alçak basınçlı sodyum buharlı lambalar kullanılmalı, fotometrik değerleri bilinen armatürler ile gerekli tasarım hesapları yapılmalı, armatür sayısı ve tipi bu hesaplara göre saptanmalı, aydınlık düzeyi algılayıcılı ve zaman kontrollü tesisatlar ile aydınlatmanın gerek duyulan zamanlarda gerektiği kadar kullanılması sağlanmalı."

Yorumlar (0)