Şili Devlet Başkanı Sebastian Pinera, Şili Devlet Başkanlığı Sarayı La Moneda'da gerçekleştirdiği basın toplantısında, ülkede süren şiddetli protesto gösterilerini engellemek amacıyla kamu düzenini bozanlara ve yağma olaylarına karışanlara karşı sert cezalar uygulanmasını sağlayacak bir dizi önlem paketini duyurdu.
Devletin başlıca görevinin halkın güvenliğini sağlamak olduğuna dikkat çeken Pinera, "Kamu düzenini korumak ve vatandaşların güvenliğini sağlamak için aldığımız bir dizi önlem paketini açıklamak istiyorum. Biz, bu önlem paketinin kamu düzenini koruma hususunda oldukça önemli bir katkı sağladığına inanıyoruz." ifadelerini kullandı.
Pinera, ülkenin içinde bulunduğu zor durumdan yararlananların olduğunu belirterek, yağma olaylarına karışanların ağır cezalara çarptırılmasını ve protestolarda kimliğin tanınmasını önlemek için maske kullanımının yasaklanmasını öngören yasa tasarısı hazırlandığını kaydetti.
Yol kesme gibi günlük hayatın düzenini bozan olaylara karşı önlem alındığını aktaran Pinera, şiddet olaylarının cezasız kalmaması amacıyla avukatlardan oluşan özel bir grubun bu olaylara karışanların tespit edilmesi için çalışacağını söyledi.
Diğer yandan, Pinera, şiddet eylemlerini engellemek amacıyla savcılık ve güvenlik güçlerinden oluşan özel bir istihbarat grubunun kurulacağını ve hava gözlemlerinin artırılacağını bildirdi.
Ulusal güvenlik meseleleri görüşülecek
Şili Devlet Başkanı Sebastian Pinera, ülkedeki şiddet eylemlerine çözüm bulabilmek amacıyla Ulusal Güvenlik Konseyini (Cosena) topladı.
Senato, Temsilciler Meclisi, Yargıtay Başkanları ve Silahlı Kuvvetler komutanlarının katılım gösterdiği konseyin amacı, devlet başkanıyla ulusal güvenliğe ilişkin meseleleri görüşmek ve yasalara uygun olarak çıkan kararları uygulamak olarak ifade edildi.
Diğer yandan, Cosena'nın toplanmasına ülkedeki muhalefet ve bazı üst düzey devlet yetkilileri tarafından tepki gösterildi. Senato Başkanı Jaime Quintana, konseyin toplanmasının gereksiz ve faydasız olduğunu belirtti.
Cosena, en son 2014 yılında Pinera'nın ilk başkanlık döneminde, Şili ile Peru arasındaki bir anlaşmazlığın Uluslararası Adalet Divanı'na taşınmasının ardından bir araya gelmişti.
Şili'de neler oluyor?
Şili'nin başkenti Santiago'da 3 milyondan fazla kişinin kullandığı en önemli ulaşım aracı olan metroya biniş ücretlerine belirli saatler arasında uygulanmak üzere yüzde 4 zam yapılmasına karar verilmişti.
Söz konusu karara tepki olarak metroda "turnikeden atlama" şeklinde başlayan protesto gösterileri, geçen hafta güvenlik güçlerinin turnikeden atlayarak ücret ödemeden geçenlere müdahale etmesiyle şiddet olaylarına dönüşmüştü.
Ülke geneline yayılan ve hükümet karşıtı protestolar haline gelen gösteriler sebebiyle yağmalama ve kundaklama olayları yaşanmış, 3 bölge ile 11 şehirde güvenliğin orduya bırakılmasını öngören "acil durum" ve "sokağa çıkma yasağı" ilan edilmişti.
Protesto gösterilerinde 23 kişi yaşamını yitirmiş, bin 218 kişi de yaralanmıştı.
Güvenlik ilk defa orduya verildi
Protesto gösterilerinin şiddetlenmesinin ardından Şili Devlet Başkanı Sebastian Pinera, ilk olarak metro zammını kaldırmış, daha sonra da protestoları sonlandırmak için bir dizi sosyal yardım paketini duyurmuş fakat gösteriler durulmamıştı.
Şili'nin önceki Devlet Başkanı ve Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet, ülkede yaşanan krizin sonlandırılması amacıyla tüm siyasi liderlere ve sivil toplum temsilcilerine "acil diyalog" çağrısı yapmıştı.
Pinera'nın, kabinesini yenilemek üzere bütün bakanlardan istifasını talep etmesi ve sokağa çıkma yasağını kaldırmasından bir gün önce başkent Santiago'da gerçekleştirilen gösteriye 1 milyon 200 bin kişi katılım göstermişti.
Son zamanlarda tarihî bir kriz yaşayan Şili'de güvenlik, diktatör Augusto Pinochet'nin 1990'da devrilmesinden beri doğal afet harici ilk defa "acil durum" ilanıyla orduya teslim edilmişti.